Değerleri uğruna feda edilen bir ömür…
Davası sırtında,tek başınalığın yolculuğunda geçen bir ömür…
Her dikenli yolda gül arayan bir ömür…
Türk-islam medeniyetiyle beşik kertmesi olan bir ömür…
İlletin zilletini her hücresinde yaşamış bir ömür…
Hafif bir rüzgar gibi süzülerek biten bir ömür…
Çarmıha gerildiğini, vücudunun her yerinden elektrik verildiği, tırnaklarının söküldüğü günleri unutmadan…
Sonsuzluğun sahibine kavuştuğunu unutmadan…
Bin dertle uğraşırken,bin kahpeyle boğuştuğunu unutmadan…
Zalim olmadığını,mazlumda kalmadığını unutmadan…
İçinde ki çoşkuyla,hafif bir rüzgar gibi süzüldüğünü unutmadan…
Ha unutmadan! Uzan artık istediğin çeşmenin yanına,biz peygamber çiçekleri toplarken seni unutmadan…
Sen çoklarının varmak istediği o yolun sonuydun be muhsin abi…
Memleket sevdamıza, uhuydun be muhsin abi…
Ölüm Allahın emride,şu ayrılık olmasaydı be muhsin abi…
Uzak,çok uzak bir yerlerdesin artık be muhsin abi…
Ama için rahat olsun,çınar ayakta öldü muhsin abi…
*Siyaseti kendisine yakıştıramadığım ve tam bir devlet adamı olarak gördüğüm Muhsin Yazıcıoğlun’a yaptığı hizmetlerden dolayı sonsuz minnettarlıklarımı sunarım…Sevenlerinin,alperenlerinin başı sağolsun.Allah rahmet eylesin…
27 Mart 2009 Cuma
26 Mart 2009 Perşembe
2009 yerel seçimleri...
Merhabalar;
Sosyal mesajlar vererek başlamak istiyorum aslında ancak bir "terapist" havasınada bürünmek derdinde değilim.Konuşmasıyla ama bir hintliye ama bir ingilize de dönüşmek istemiyorum.Yazdıklarımda intizar olabilir,ironi kaçınılmazdır,keyfe keder bir kaç kadehlik arabeskde bulabilirsiniz.
Ve başlangıcı 2009 yerel seçimleriyle yapmak istiyorum.İstiyorum ki reel memleketimizde ki nominal umutlarımızı gerçekleştirecek iktidarları halkımız seçsin,başka karanlık odaklar ve onların şovalyeleri değil...
Bugünlerde bir seçim telaşı aldı başını gidiyor ancak bana eskisi kadar heyecan vermiyor sandık.Sanırım yaşım ilerledikçe beklentilerimin ulaştığı fiyaskolar,beni demokrasiden soğutmakta.Psikolojisi kaybolan bitkisel yaşamlar istemediğimdendir soğumakta olduğum demokrasi hakkında yazmak....Despotizm,komunizm,monarşi ve türevlerini mürekkeplemek yerine demokrasiden umutlanmak daha anlamlı sanırım.
"Bu ülkede yaşadığımız için ne kadar şükretsek azdır" köklemesini çok duyduk değil mi?Yanlız önemli bir noktada gözlerden kaçmasın hatta gözlere sokalım.Bu ülkede yaşadığınız için şükretmeniz yetmez,gelecek nesillere de şükretmek fırsatı vermeniz gereklidir..Bu iş sandıkla doğan mükellefiyetler bütününü karşımıza çıkaracaktır.Oy kullanmak mükellefiyetiyle başlamak istiyorum ilk yazıma...
İnsanların oy kullanmakla ulaşmaya çalıştığı beş büyük amacı vardır aslında;
1)Bireyin sisteme olan tepkisini ya da desteğini beyan etmek istemesi.
2)Oy kullanmaya yönelik toplumsal yaptırıma uymak ki bununla kişi birey olmanın verdiği hazza ulaşma çabasındadır.
3)Sistemi, meşru sayabilmek için bir tür rahatlama metodudur.Bu sayede sorgulama hakkına sahip olur.
4)Sosyal hayattaki düzen ve devamlılığı sağlayabilmek için bir tür ödev sayılır.
5)Bireyin, insan olduğunu hissedebilme arayışıdır ki bu sözü Irak’lı bir kadından duyduk hani Saddam’ın yüzde yüz oy aldığı zamanlara hitaben.
Dostlar “oy kullanmak” 21 yy’da;
_ 3. Dünya ülkelerinde “zaman kaybı “…
_ Dikta rejimlerinde “demokrasicilik oyunu”…
_Kabile devletlerinde tek adayın “güç gösterisi”…
_Türkiye Cumhuriyeti’nde “Atatürk’ün mirası” olarak adlandırılır…
Ya oy veririz ve bizim seçtiklerimiz bizi yönetir yada saçma deriz başkalarının seçtikleri bizleri yönetir, kendimizi hangisine layık görürsek o doğrudur. Lütfen seçimlere katılalım…
Sosyal mesajlar vererek başlamak istiyorum aslında ancak bir "terapist" havasınada bürünmek derdinde değilim.Konuşmasıyla ama bir hintliye ama bir ingilize de dönüşmek istemiyorum.Yazdıklarımda intizar olabilir,ironi kaçınılmazdır,keyfe keder bir kaç kadehlik arabeskde bulabilirsiniz.
Ve başlangıcı 2009 yerel seçimleriyle yapmak istiyorum.İstiyorum ki reel memleketimizde ki nominal umutlarımızı gerçekleştirecek iktidarları halkımız seçsin,başka karanlık odaklar ve onların şovalyeleri değil...
Bugünlerde bir seçim telaşı aldı başını gidiyor ancak bana eskisi kadar heyecan vermiyor sandık.Sanırım yaşım ilerledikçe beklentilerimin ulaştığı fiyaskolar,beni demokrasiden soğutmakta.Psikolojisi kaybolan bitkisel yaşamlar istemediğimdendir soğumakta olduğum demokrasi hakkında yazmak....Despotizm,komunizm,monarşi ve türevlerini mürekkeplemek yerine demokrasiden umutlanmak daha anlamlı sanırım.
"Bu ülkede yaşadığımız için ne kadar şükretsek azdır" köklemesini çok duyduk değil mi?Yanlız önemli bir noktada gözlerden kaçmasın hatta gözlere sokalım.Bu ülkede yaşadığınız için şükretmeniz yetmez,gelecek nesillere de şükretmek fırsatı vermeniz gereklidir..Bu iş sandıkla doğan mükellefiyetler bütününü karşımıza çıkaracaktır.Oy kullanmak mükellefiyetiyle başlamak istiyorum ilk yazıma...
İnsanların oy kullanmakla ulaşmaya çalıştığı beş büyük amacı vardır aslında;
1)Bireyin sisteme olan tepkisini ya da desteğini beyan etmek istemesi.
2)Oy kullanmaya yönelik toplumsal yaptırıma uymak ki bununla kişi birey olmanın verdiği hazza ulaşma çabasındadır.
3)Sistemi, meşru sayabilmek için bir tür rahatlama metodudur.Bu sayede sorgulama hakkına sahip olur.
4)Sosyal hayattaki düzen ve devamlılığı sağlayabilmek için bir tür ödev sayılır.
5)Bireyin, insan olduğunu hissedebilme arayışıdır ki bu sözü Irak’lı bir kadından duyduk hani Saddam’ın yüzde yüz oy aldığı zamanlara hitaben.
Dostlar “oy kullanmak” 21 yy’da;
_ 3. Dünya ülkelerinde “zaman kaybı “…
_ Dikta rejimlerinde “demokrasicilik oyunu”…
_Kabile devletlerinde tek adayın “güç gösterisi”…
_Türkiye Cumhuriyeti’nde “Atatürk’ün mirası” olarak adlandırılır…
Ya oy veririz ve bizim seçtiklerimiz bizi yönetir yada saçma deriz başkalarının seçtikleri bizleri yönetir, kendimizi hangisine layık görürsek o doğrudur. Lütfen seçimlere katılalım…
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
